DostaneGrafiker Son Forum Mesajları

Satrançtan çekilirsen kaybedersin, ama eğer doğru olduğunu düşündüğün hamleleri yapıp yenilmek çekilmenin verdiği kaybı vermez. Bir bakmışsın hamleler önce oynadığın piyon oyunun kaderini değiştirmiş. Bir fikir bir düşünce çok farklı insanlarız, hepimizin ağzı yüzü gözü kolu ayağı var, farklı olmamızın nedeni fikirlerde. Hepimizin de başına gelebilirdi, belki birilerinin gelmişti. Belki bir gün bir piyon vezir olur umuduyla piyonları ileri sürüyoruz. :) emin olun bu başlığın dışında bir çok şey deniyorum ve muhtemelen çoğu sonuçsuz. Ama çekilmiyorum çünkü kaybetmek istemiyorum.

Nedense satrancın oynanışı hakkında bahsedesim geldi.
Bir çok taşımız olduğu bu oyunda kendi taşlarımızla başlayıp gerektiği zaman rakibin taşlarını da oynarız, oynatırız. Amacımız sadece tek bir pozisyondur. O oyunun son pozisyonu "mat" hali. Bu o kadar değerlidir ki gerekse en değerli taşlar verilir bir sürü piyon anlamlı anlamsız, uçsuz bucaksız karelere sürülür. Onca ufak sonuçsuz hamle tek bir sonuç doğurmalıdır. "Mat" eğer sonuç bu şekilde değilse yeterince iyi oynamıyorsunuz. O yüzden arkadaşlar o başlıkta oynadığım bir piyon misali beni mata götürüyor.

Mesele şu bir şeye ulaşmak istiyorsanız bir çok yolu denemelisiniz. Tamam forum yeri olmayabilir ama fikir danışabileceğim insan grubu olarak düşündüm. :&

Aynen başlık çok etkileyici :D

Güldürdün kardeşim. Genel konular diyince serbest giriş sandım. Ve öyle davrandım. Bilgisayarcı insanların bulunduğu bir platformda temiz bilgiler mevcuttur diye umut ettim. :) google bana bu konuda "neyi demek istedin?" diyor

Yurdumun çılgın insanları bana mekanik bir fikir lazım yada manuel ama etkili. 60milyon nüfuslu Fransa`da bulmak ne kadar zor olabilir?

Yaklaşık her harfte 114 isim var ve 30 harf olsa 114x30 1 isim 6 dakika 114x30x6/60 = 342 saat yapar. Bana bu kadar manuel olmayan ve en azından 342 saat sürmeyecek bir yol lazım.

Arkadaşlar tanımadığımız birini nasıl bulabiliriz? Sadece simasını biliyorsunuz nereli olduğunu biliyorsunuz? (Fransa).
Arkadaş bir beyin fırtınası lütfen.

Teorik olarak ona seçenekleri kağıda yazdırmadınız. :D psikolojik olarak bilgisayar mühendisliğini önerdiniz.
Kendi şahsi fikrimi de katayım. Evet arkadaşlar haklı kendi kararını kendin ver ama karar verirken emin adımlar atmak için bilgi al. Bana kalırsa bilgisayar mühendisliği daha kapsamlı geliyor. Eğer oyun tasarımcısı olmak istiyorsan biraz eğitim yapabilirsin kendine, gerekse kurslara gidersin, konferanslar toplantılar oluyor böyle büyük, ama amatör gruplar için onlara katılabilir kendini daha da çok geliştirebilirsin. Her şey üniversite değil. Her şey sensin. Ama mali kazancı şiddetle düşünmelisin yarının fikri dünün keşkesi olmasın ;)

İnşallah isim hakkını aldığımız da unutmazsam buraya paylaşabilirim. Bu bireysel bir şey değil, bütün grubun hakkı.

Şöyle diyelim. Uluslararası başarı hedefliyoruz. Beni mi bulur demem ben hiç, çünkü beni buluyor. :D kardeşim ben şansa inanmam ama yarın bir gün biri gelip isim hakkıyla karşımıza geçerse isim değiştirmek zorunda kalmış olacağız.

Necmi hocam teşekkürler. Bir bakayım. Amerikada bir vatandaş var. Onunla da konuşabilirim. Mesele bundan bir kaç yıl sonra bu isim bizim diyen başka bir grup veya kişi çıkmaması. Burası Türkiye. :):) vatanımızın ilginç insanlarından her şeyin mümkünatı olduğunu görebiliyoruz. Tekrar teşekkür ettim.

Öncelikle merhaba arkadaşlar.
Bir grup arkadaş aaastudio.com diye bir site kursak isim hakkımızı nasıl alabiliriz. Yani demek istediğim kullandığımız ismi sahiplenebilmek için ne yapabiliriz yardımcı olursanız sevinirim.

Eyvallah Furkan bey. Bakalım bir kaç aya ufak ekstralarla fan ve güç kaynağını inşallah çıkartırım. Tekrar teşekkürler.

Her şey için teşekkürler arkadaşlar. Var olasınız.

Bunu toplayayım mı?
Güç kaynağı ve fanı bir yerlere sıkıştırdım mı tamamdır. :)

1500+650 lik bir bütçem var ama şöyle diyeyim para bir bütün olarak elimde değil. Her ay belirli miktar. Şuan elimdeki bilgisayar da kendinden geçti. Yaza kadar problemim yok. Yazın bilgisayara ihtiyacım var ve bu bütçe haziranın sonuna kadar ki param. Eğer hani ufak farklılıklar olacaksa bir ay daha bekleyip iyisini almak her zaman tercihimdir. Yukarı da yazdığım gibi ilk anakartı alacağım. İ3 düşünüyordum, 450 liraydı i7 1200 +650 lik kısım buraya gidiyor sanırım :). Biraz karışık yazıyor olabilirim. 2150 diyelim.

Arkadaşlar her şey için herkese teşekkürler.

Z170 gigabyte ın da var arada ne fark var msı ve gigabyte :)

Açıkça bütçe kısıtlı evet ve şu ara dersler yoğun denilebilir. 3 ay sürede hu parayı toplayacağım için problem olmaz gibi geliyor. İ7 zaten bütçemin %60 ı :D 1 ay gecikmeli olarak daha sağlam bir anakart alma taraftarıyım. Tavsiyeler için teşekkürler. İlk olarak anakart alacağım sonrasında işlemci sonrasında 8gb ram ve son olarak ekran kartı. Güç kaynağı ve fanı araya sıkıştıracağım duruma göre. O yüzden anakart için tavsiyeniz nedir? Ve gene maalesef bütçeyi aşırı büyütmeyecek türden max 450 gibi :) bunun yanında bu biraz ucuz anakartların ısınma sorunu çektiğini dile getiriyorlar bu da önemli bi nokta

Peki bir sorum daha var yada bir kaç tane.
Öncelikle Furkan Bey in sistemi mi yoksa Celal Bey in mi? Bir de bu ramin mhz 2400 anakart 2133 olması tam performans sağlamasına engel olur mu? Bir de 4 slotlu anakart almak daha mantıklı değil mi karşılıyorsa 32 gb yükselme imkanı?

Yusuf Dayfun bey; laptop için ayrı bir yatırım yapmayı düşünüyorum. Aynı zamanda öğrenci adamız :).
Furkan Yılmaz bey; dizdiğiniz sistem için teşekkürler ama aklımda şöyle bir şey var sistemi ilk etapta ufak bir toplama düşüncesindeyim. Öğrneciyim :), mobilim laptopta biraz üstü zorlamak isterim bilg. Sadece render alsın ufak modelleme yapabileyim mümkün oldukça rami arttırabileyim. Ama intel taraftarıyım. Hiç amd kullanmadım ve render mevzusunda intel iyi diyebiliyorum. Sizce sistemi intel toplasam nasıl olur?
Cevaplarınız için teşekkürler.

Öncelikle merhabalar.
1800 lira bütçe ile ufak modelleme ve render için bir kasa tavsiyesi istiyorum.
İşlemci-anakart-ekran kartı-ram-güç kaynağı.
Bu grup için tavsiyelerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Not:100 150 lira şaşma olabilir.
Aklımdan geçen;
İ3 6100
Z170 oc ddr4 anakart
Asus gt740 oc ddr5 2gb 128 bit
2x8 ddr4 corsair ram

Özellikle bilgisayarda büyüklerimizin "evladım şunu azıcık daha büyüt" dediklerinde mause dokununca "heh"oldu demeleri :d bana gayet eğlenceli ve komik geliyor. Aslında sadece büyüklerimiz değil, yemek yaparken ufak bir tuz daha atayım diyerek bir tencere makarnaya bir çay kaşığının ucu kadar daha tuz atmak, yada çaya şeker atarken 1.5 kaşık atmayı düşünüp kalan neredeyse göz ile sayılabilecek şeker tanelerini geri koymak. Bunu da ele alabiliriz. Eminim yurdumun her köşesindeki insan yaşamıştır.

Kurguyu daha çok şöyle düşünmüştüm; mesela illaki görmüşüzdür insanlar bir araya gelip iletişim kurmak yerine telefonlarıyla oynar, gerekli gereksiz fotoğraflar çekilirler, kısacası anı yaşayamaz telefonlarına bağlı kalırlar. Ters psikoloji yapıp, ana karakterin bunları mecburen yapması. Diğer sosyal şeylere katılamaması çünkü kalbinde pil var. Aşağı yukarı aynı mesaj veriliyor. Benim için ikisi de eş değer. Alternatif kurgular da düşüneceğim.

Kurguyu daha çok şöyle düşünmüştüm; mesela illaki görmüşüzdür insanlar bir araya gelip iletişim kurmak yerine telefonlarıyla oynar, gerekli gereksiz fotoğraflar çekilirler, kısacası anı yaşayamaz telefonlarına bağlı kalırlar. Ters psikoloji yapıp, ana karakterin bunları mecburen yapması. Diğer sosyal şeylere katılamaması çünkü kalbinde pil var. Aşağı yukarı aynı mesaj veriliyor. Benim için ikisi de eş değer. Alternatif kurgular da düşüneceğim.

Günümüzün insanının elinden telefon düşmediği için;
Telefonu ile kalp pilini şarj eden bir kız çocuğu olsa diğer insanlar sosyal faaliyetler yaparken o, e sosyal olmak zorunda olsa

Dünyanın aslında tepsi gibi bir prizma benzeri şekli olduğu bir şey yapsak? İnsanlar yuvarlak olduğunu söylesin şu deniz olayları. Ama prizmanın diğer tarafına geçtiklerinde yerçekimi hala mevcut olduğu için düşmeyecekler arkadan devam. 10 sn de bunu işleyebilir miyiz? :)

10 saniyelik bir şeyler düşüneyim.

Görüntü, bir ışığın göreceğimiz cismin üzerinden yansıması sonucu gözümüze gelmesiyle oluşur. Beyaz ışığın prizmadan geçip diğer renklere ayrılması, ışığın farklı dalga boylarıyla yayılmasıyla olur. Peki beyaz bir kağıda kırmızı bir ışık tuttuğumuzda ne renk görürüz? Kırmızı. Peki kağıt aslında beyaz mıdır? kırmızı mıdır ? hangi renk ışık altında bakarsak o renk gördüğümüz kağıdın ne renk olduğu aslında meçhuldur. Karanlıkta hiç bir şeyi göremememiz etrafta ışık olmamasından, dolayısıyla ışığın yansıyıp gözümüze gelememesinden ötürüdür. Peki bütün cisimler siyah mıdır? Bu sorular sonsuza giderken cevap limitimiz kısıtlıdır. Bilmiyoruz. Kağıtların, taşların, kağıtların.. her şeyin rengi olarak adlandırdığımız şey insanların yani bizlerin ortamdaki ışığın gözümüze geliş şekli ile alakalıdır. Peki her şey ne renk? Bu sorunun cevabını vermek mümkün değil. Ama filmimizde ışığın dalga boyunu bitirmek için çalışan kötü niyetli çılgın bir fizikçi karakteri oluşturabiliriz. Görme engeli oluşmaya başladığı için bütün dünyayı görmeye kapatmak isteyebilir. Karakterin fikirleri, yapış şekli tartışılır kararlaştırılır. Bir cisim üzerinde hiç ışık yokken bile bir renge sahip. O renk ise bana göre gri. Çünkü siyahı ve beyazı doğurup bütün renklere uşabiliyor. İnsanların renklerin azalmasına tepkiler vermesini göze çarptırırız. Hayatın renkleri kısıtlanır kırmızı mavi ve yeşil. Kısıtlama cisimleri seçememeye götürür, arkasındaysa zifiri grilik. Her şey gıpgri. Artık herkes KÖR. Bilim adamı amacına ulaşmış insanlar diğer vatandaşları(görme engelli) insanları anlamaya başlamıştı. Burada seçim olarak senaryonun devamına, görme engelli birinin fizikçiyi ikna etmesi olabilir. Biraz duygusallık, biraz toplum çokça ders içerikli izlenilebilecek 5-10 dakikalık animasyon tarzı kısa bir film çekilebilir. En sonuna da yıllardır münazara konusu olan "yoğurt beyaz mıdır?" konusuna etkileyici bir cevap verebiliriz. Kurguyu genel hatlarıyla böyle tasarladım. Değişime açık bir yazı bu. Soru işaretleri varsa kafanıza bir şeyleri tartışarak güzel bir şekilde çıkarabiliriz. Yapılması gereken insanlara ışığın görüntüyü nasıl oluşturduğunu anlatan bir kaç cümle, dikkat çeken bir bilim adamı figürü, müzik yapabilecek dj tarzı animasyon müziği oluşturabilecek bir yetenek ve duygunun verilmesi gereken yerde duygu. :) ;
Gökyüzü busblue.

Zaman bulduğum taktirde keyfle yapacağım bir iş olur. Yazmayı sevmek bir başkadır. Genelde eleştirel bir tavrım vardır yazım noktasında. Ve eleştirilerin amacı insanlara bir şeyleri göstermek farkındalık oluşturmak. Toplumu bu tarz eleştirirsem hem aslında işlerin düşündükleri gibi olmayabileceği hem de görme engelli kardeşlerimizin hayatlarındaki bazı olayları hissetmiş oldurabiliriz. Senaryo zaten kısa olur. Bir kaç sayfayı geçmez. Yazmayı denerim. Bilgisayar sıkıntım var. Uygun zaman ve bilgisayar bulduğumda bir kaç sayfa yazarım.