delikedi Son Forum Mesajları
litvanyada işler sıkı tutulmaya
litvanyada işler sıkı tutulmaya başlanmış anlaşılan.
yeni galiba bu istek.
yeni galiba bu istek. sadece kimlik numarası istiyordu. upload files deyince sadece resim formatı mı seçtirtiyor? eğer öyleyse huntürk'ün dediği gibi sadece kimlik numarası gözükecek şekilde heryeri karala. zaten cümlede veya diyor. yani kimlik id veya pasaport id veya ssk id. bunlardan biri yeterli olarak anladım. benim bilgilerimde sadece kimlik numarası var. hatırlamıyorum ama sadece numara yazmışım demekki zamanında. kimlik numarası da uluslararası yıllık vergi dökümü göndermek için gerekli sanırım.
fikir ve sanat eserleri
daha ilgili bir madde daha var
https://medium.com/t%C3%BCrkiye/sanat%C3%A7%C4%B1lar-nas%C4%B1l-vergilendirilir-cce8d286c6b
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 18'inci maddesinde eser niteliği olan gelirler 600.000 tl yi geçmiyorsa gelir vergisi beyanından muaftır diyor. grafik eserler de bu maddeye dahil.
Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 23/14
Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 23/14
Türkiye’de vergi mükellefi olmayan yabancı şirket veya kuruluşlar için çalışan kişilere, yurt dışından döviz ile ödenen ücretler dolayısıyla Türkiye’de herhangi bir vergileme yoktur.
https://www.verginet.net/Yazdir.aspx?OzelgeID=484#:~:text=193%20say%C4%B1l%C4%B1%20Gelir%20Vergisi%20Kanununun,%C3%BCcretlerin%20gelir%20vergisinden%20istisna%20edilece%C4%9Fi
turbosquid gelirleri bu duruma uyuyor gibi. bir de siz okuyun. sonuçta bütün satışlar türkiye dışından oluyor. firma yabancı, elde edilen gelir yabancı... türkiyede faaliyeti yok.
chamfer modifier'ı geliştirip versiyon
chamfer modifier'ı geliştirip versiyon mu çıkartmışlar.
http://amerikanvergisi.com/cifte-vergi-anlasmasi/ burada upuzun
http://amerikanvergisi.com/cifte-vergi-anlasmasi/
burada upuzun anlatıyor ama bir şey anlamadım. yani hem orada hem de burda vergi ödeyecek miyiz ödemeyecek miyiz tam bir bilmece.
3.madde bizi ilgilendiren kısım sanırım.
turbosquid her yılın şubat
turbosquid her yılın şubat ayında muhasebeye verilmek üzere vergi dökümünüz hazır diye link gönderiyor. yani o bankaya yatan paranın aslında vergilendirilmiş olduğunu ispat eden döküm. ABD ile nasıl bir vergi anlaşması var bilmiyorum. muhasebecilerin bile bir fikri olmadığını da sizden öğrendim. kurcalamak da içimden gelmedi açıkçası çünkü burası Türkiye. almanyadaki gurbetçilerin bile kazandığı parayı ülkeye sokarken vergi almaya çalışan bir ülke burası. bırak vergi almayı üste para vermesi lazım devletin normalde. çünkü ülkeye döviz giriyor. zaten şu yaşadığımız krizin sebebi de bu. ülkeye döviz girmemesi. işte küçük hesap adamı olmak böyle birşey.
wire transfer
ben paypal`dan sanra direk wire transfere geçtim. 20 dolar oradaki banka, 20 dolar da buradaki banka kesiyor toplam 40 dolar. direk dolar hesabına dolar gönderiyor turbosquid. ama gönderme periyodunu 3000 dolar gibi yüksek bir miktar seçmeli ki 40 dolar kesintiye değsin.
tax
modellerinizin indirime girip girmeyeceğini payment info da seçebiliyorsunuz. isterseniz çıkabilirsiniz indirimden ama indirimli günlerde iyi satış oluyor.
Amerika satışlarından %30 vergi kesilir ama Amerika ile türkiye arasında vergi anlaşması olduğu için tax bilgilerinizi girerseniz %10`a düşer kesinti. uzun süre bundan habersiz %30 vergi kesti ABD benim satışlardan. settings`de tax info`ya girerseniz adım adım doldurulabiliyor. kolay bir işlem. W8ben`deki gibi bilemeyeceğiniz acayip sorular yok. bir hafta içinde uluslararası ortamda bilgiler doğrulanıp onay geliyor. anladığım kadarıyla eskiden mektupla göndermeye çalıştığımız W8ben formunu online hale getirmişler.
uzun yıllar önce müzik
uzun yıllar önce müzik seti almak için elektronikçi bir arkadaşla doğubank'a gitmiştim. watt'lar havalarda uçuşuyor. üstünde 1000 watt yazan sistemin anfisini arkadaş kaldırdı eliyle yaklaşık tarttı ve çöp dedi 250 bile yok. nasıl ya dedim anlaşılıyor mu öyle... watt'ın tek bir yolu var o da bobin sarmak dedi. 1000 watt için 5 kilo bobin gerekir bunun başka bir yolu yok dedi.
aynı durum ekran kartlarında da fikir verir. iki güncel kartı da elinize alın tartın. fanlarına bakın. soğutmak için hangisi ne kadar uğraşmış. iki kartın da görünümünü karşılaştırın. çünkü bu teknolojinin tek sıkıntısı soğutmadır. gelişen her işlemci teknolojisi soğutma problemine bulunan çözümlerle sınırlıdır. yani hız=ısı. bunun başka yolu yok. belki ilerde olur ama şu an için yok.
kartları karşılaştırın. hangisi kibar fanlarla estetik için uğraşmış, hangisi borularla koca koca ızgaralarla soğutma ile uğraşmış.
gökyüzünü beyaz yap hiç
gökyüzünü beyaz yap hiç ışık koyma render´a bas
objeler birbirlerinin renginden etkilenmez
objeler birbirlerinin renginden etkilenmez aydınlanma değerinden etkilenir ama gerçekçilik de kaybolur çünkü şu hali en gerçek hali. ama tahmin edebiliyorum eminim müşteri tavan niye beyaz değil dedi :D benim de başıma çok gelir.
bir yol daha var. environment´dan vray exposure control ver exposure değerini sahnen aydınlanana kadar düşür. 2-3 kurtarır. ve white balance rengini kırmızıya yaklaştır tavandaki kırmızılıklar yok olur. bu yöntem gerçek fotoğraf makinelerinde kullanılan yöntemdir. mantık şu: beyaz olduğunu bildiğin bir yere makinanı tutarsın ve bu beyaz dersin. makina bütün renkleri ona göre ayarlar.
objeler aslında birbirinin renklerinden çok etkilenir ama insan gözü otomatik white balance ayarı yapar biz bunu farketmeyiz. fotoğraf makinası ve render gibi ortamlarda manuel yapmak gerekir.
vray indirect illumination ayarlarında
vray indirect illumination ayarlarında post processing bölümü var oradaki saturation ayarı bu iş içindir. olması gereken değer 1 dir(gerçek ışınım kurallarına göre) onu kısarsan sadece aydınlanma değerinden etkilenir renginden etkilenmez sıfır yaparsan tavan bembeyaz olur
geçen binyılda default render´ı
geçen binyılda default render´ı kullanırken böyle sorunları enviroment deki tint´le ayarlardım. tint´i kıstıkça yüksek değerler kısılırken alçak değerler değişmez. bir nevi birbirine yaklaştırmış olursun yani. sonra sahnenin genel ışık değeriyle oynayarak istediğine yakın bir değer elde edebilirsin
bu dediğinle uğraşmak ingilizce
bu dediğinle uğraşmak ingilizce öğrenmekten daha mı kolay.
yere hair and fur
yere hair and fur ver geometri olarak buğday başağını seç sonra dynamics sekmesinde gravity´yi -1 yap ve external force olarak wind ekle
reactor´le uğraşma derim. kullanıcıların
reactor´le uğraşma derim. kullanıcıların %3 ü kullanıyor diye max2012 de kaldırıldı. merak ettim acaba advanced lightning bölümünü %kaç kullanıyor da hala orada babalar gibi duruyor.
katılıyorum bu tartışma piramitlerin
katılıyorum
bu tartışma piramitlerin uzaylılar tarafından yapıldığı tartışmasına benzer. piramitleri uzaylılar falan değil bir ülke dolusu köle yapmıştır. bana bir ülke dolusu köle verin aya merdiven dikmezsem ne olayım.
büyük prodüksiyonlu filmlerin en sonunda cast bölümünde 500 den fazla isim geçer. bu 500 kişi farklı farklı proğram kullanır. bu kadar adamı topladıktan sonra müsade edin de iyi birşey çıksın ortaya. demek istediğim büyük firmaların ne kullandıklarıyla ilgilenmek çok doğru değil. malesef ki bizim şartlarımızda herşeyi kendimiz yapmak zorundayız. aslında herbiri ayrı bir branş olan konuların hepsini tek başına bilmemiz gerekiyor. capture eden de biz olmalıyız edilen de kamereman da ışıkçı da kaplamacı da modeller da... yani işimiz zor bu yüzden en kolay hangisiyle yapabiliyorsak onu tercih etmeliyiz.
karakter animasyonu dalında sektörde
karakter animasyonu dalında sektörde en çok softimage ve houdini kullanılır. maya modellemede tercih edilir genelde.
tüm zamanların en iyi
tüm zamanların en iyi animasyon filmi olan toy story serisi houdini ile yapıldı.
film için maya´yı mimari
film için maya´yı mimari için 3dsmax´i tavsiye ederim gibi magazinsel tavsiyelere aldırış etme. her proğram herşeyi yapar. ikisini de denemeden karar verme çünkü bu mesele proğramın yapabilirliği değil senin yapabilirliğin meselesidir. daha doğrusu bir arayüz meselesi. 3dsmax´in çalışma sistemini mi seveceksin mayanın mı bunu biz bilemeyiz denemeden sen de bilemezsin. ve sevmediğin bir arayüzle hiçbirşey yapamazsın.
eğer vray kullanıyorsan şöyle bir seçenek var:
ikinci bir ekran kartı taktım sli falan yapmadan activeshade´e vrayRT atadım. vrayRT ayarlarından opencl seçip sadece taktığım ikinci kartı işaretledim ne cpu meşgul oluyor ne de asıl ekran kartını kullanmadığı için çalışma pencereleri. kendi kendine çalışıyor bi kenarda.
her seferinde ayar yap aç kapa ısı ve ses´ten dolayı iptal ettim ama düzgün çalışıyor
activeshade´in aslında bu iş yapması gerekiyor ayrı bir pencerede de açabiliyorsun tam istediğin gibi ama interaktiviteyi beceremedim interaktif mi değil mi onu da bilmiyorum. activeshade´i opengl ya da direct3d yapmayı da aradım galiba o da yok. biraz kurcala istersen birşeyler bulursan paylaşırız.
kablo´dan çok memnundum birkaç
kablo´dan çok memnundum birkaç sene öncesine kadar. havuzu sabit olduğu için hiçbirşeyden etkilenmezdim avcılar bölgesinde. tam hızımda günün her saatinde stabildi. ping de çok iyiydi ama onu da rezil ettiler.
1 megabitle 128 kb/s, 8 megabitle teorik olarak 1024 kb/s ile indirmen gerekiyor. 1/8 dir hesabı
sen 1024 ile indiriyor olabilirsin ama indirdiğin yerler genelde 400 gibi bir rakamla sınırlandırır ip ye çıkış miktarını türkiyeyle alakalı değil bu. ama torrent ile arada sevis sağlayıcı olmadığı için maximum hıza ulaşabilirsin eğer indirdiğinin seed i iyiyse
sene 1986 facit hesap makinalarının son dönemleriydi ortaokuldayım babam commodore 64 aldı o yaz. tabi benim reel hayat iptal. bir süre oyun oyun oynadıktan sonra balıklama daldım basic´e kaynak falan da yok tek kaynak kutuyla gelen ingilizce kitap başladım ortaokul ingilizcesiyle birşeyler anlamaya çalışmaya. basit grafik işlemlerini sprite´ları döngüleri falan bir süre çözdükten sonra öğrendim ki oyunlar basicle yapılmıyormuş makina dili diye birşey varmış onunla yapılırmış bütün oyunlar. sıfır kaynak, sıfır döküman oyun oynamaya kaldığım yerden devam. bu süre içinde evde ne orhan gencebay kaseti kaldı ne barış manço... hepsinin üzerine birşeyler yazmışım yediğim azarla kaldım. bu arada commodore64 teyp kasetine kaydederdi. neyse tam umutlarımın tükendiği sırada commodore64 diye bir dergi çıktı ve baytan bitirmez diye biri assembler öğreticekmiş. tabi tüm harçlıklar seferber edilerek abone olunur ve elde çok az kalmış olan reel hayat´a da veda edilerek kollar sıvanır. neyse aradan aylar geçti grafik basma işini baya bi doğrulttum assembler´da ama bir türlü iki ekranın birbirine geçişini temiz bir şekilde elde edemedim. commodore´da grafik işlemleri ekranlardan oluşurdu istediğin alan kadar ekran tanımlayıp birbirine geçişi sağlayarak büyük alanlar elde edilirdi. tabi bu geçişi temiz bir biçimde elde edememek çok büyük sorundu. kıvranıyorum sorabileceğim kimse yok bilgisayar deyince soru sorup cevap alınan herşeyi bilen bir makina olduğu zannedilen bir dönem, birinden öğrenmek diye birşey söz konusu değil... yine çaresiz kaldım yine oyunlara kesin dönüş yaptım. aradan bir süre geçti babam bu aleti sana ders çalışasın diye aldım diyerek yasakladı tabi çare tükenmez derhal babanın elinden tutulur ve commodore´un tek yetkilisi olan teleteknik´ e ders kasetleri almaya gidilir. bakırköyde baya büyük bir yerdeydi bu teletekniğin merkez binası. neyse mevcut olan birkaç tane fizik matematik kimya kasetlerini alırken ben bu ekran kaymayla ilgili sorunuma çare bulabileceğim hissine kapıldım ve başladım sorunu satış yetkilisine anlatmaya sonuçta teleteknik bilmeyecekse kim bilecekti. adam beni teknik servis müdürüne götürdü. girdik adamın odasına babamla. ben bütün heyecanım ve azmimle başladım anlatmaya. takip ettiğim yöntemle temiz olmadığını acaba başka bir şekilde mi yapılıyor diye yöntemimi de anlattım sorunu da anlattım 15 dakika boyunca nefes nefese. adam hmmmm dedi. ağzının içine bakıyorum tek bir kelime sadece bir cümleydi aradığım sadece gerisini hallederdim ben.
dedi ki: monitörünü getir de servisteki arkadaşlar bir baksın.........
dınnnnnnnnnn diye bir ses duydum. bugün duyduğum ses bu kadar şiddetli bir dınn değildi ama.
vray unbiased yöntemi ilk aydınlatma için kullanır bunu bilmiyorsan ne diye yazıyorsun buraya
aynı kalitede render etmesinin sebebini işleyiş sistemini açıklayarak anlattım hiç mi okumadın sebep sonuç ilişkisiyle anlattım aksini iddia ediyorsan sebebini söyleyebilmen lazım söyleyemiyceksen de yeni birşey öğrendim demen lazım. senin magazinsel bilgilerinle tartışacak değilim. bu arada kalite aynıdır üstüne basa basa söylüyorum ama süre aynıdır demedim zaten ilk başta dediğim de buydu. dedim ki bana kaliteden bahsetme süreden bahset süreyi düşürebildiysen onu söyle.
bilmeyerek doğru birşey söylemişsin. son dediğin tabiki mümkün. c++ biliyorsan seni tutan yok hatta free kaynak kodu da aramana gerek yok basit bir sistem zaten kendin de yazabilirsin.
piyasada free 3d oyun motorları var alıp kendi oyununu kendin yazabiliyor musun? böyle saçma bir örnek olabilir mi?
unbiased sistemden bahsedeyim
render motorları tümevarım yöntemiyle çalışır. yani ilk pikselden bir ışın gönderir çarptığı yerde açıya ve mataryal özelliğine göre bir kısmını absorbe eder bir kısmını kırar bir kısmını da yansıtır sonra ikinci piksele geçer. ama ikinci pikselin birinci pikseli etkilemesi gerektiği için doğru sonuç vermez bu yüzden türlü türlü yöntemlere başvurulur bu yöntemler de render sonucunun kalitesini etkiler.
unbiased render ise tümdengelim yöntemiyle çalışır. yani kameradan ışın göndermez ortama ışın saçar ve kameraya çarpanları toplar bu işlemi de ışınım kanunlarına göre yapar kafasından yapmaz hal böyle olunca kalite diye birşey de söz konusu olmaz her proğram aynı sonuç verir. yani maxwell de bu yöntemle yapar vray de sonuçta formüller sabit başka bir yolu yok bunun. farklı sonuç veren varsa formülleri yanlış yazmış demektir:D bu yöntemin azı ya da çoğu da olmaz zaten yöntem değildir bu doğanın direk taklididir çözünürlüğü de yoktur doğada olmadığı gibi çünkü rastgele ışınlar ekranda illa tam bir piksele çarpmayabilir. antialiasing ayarının olmaması da bu yüzden.
vray de birsürü ayar var color maping ayarları, exposure ayarları contrast ayarları, ışığın temp ayarları. bunlar sonucu etkiler. biz genelde dümdüz bırakıyoruz bunları. bir fotoğraf çekerken bile birsürü ayar yapılıyor. maxwell bu ayarları yerleşik olarak yapıyor muhtemelen. kalite farkı gibi gözüken de bu.