Genel Konular : Türk Halkına Layık Sektör Hangisi ?

gorunmeyen_issiz aslında olay şu, insanımızın kendi yeteneklerini keşfedebileceği ve emeklerinin heba olmayacağı sadece kendine değil dünya ülkelerine de fayda sağlayabileceği farklı seçenekler bulmak.

Herkesin her ulusun kendine özel yetenekleri var. Diğer ulusların yanına yanaşamayacağı. Herkes kendi yeteneklerini keşfederse Herkes herkese faydalı olur. Şu anda bizim yaptığımız başkalarının yeteneklerini kopyalamaya çalışmak onlara ulaşmaya çalışmak böyle olunca her uğraş heba oluyor. Bu böyle gitmemeli.

Ülke söz konusu olunca herkes çözüm buluyor, birde dini ve siyasi konulara girmeden kişisel düşüncelerinizle yorum yapmayı öğrenseniz. 

ben sustum, özgürce ülkeyi kurtarabilirsiniz.

Ünlü efekt ustalarımız yurtdışına gitti oralarda yaşıyorlar bazıları geri döndü ama buralarda iş yavaş yürüyor.Ben de çok debelenen biriyim tam 25 yaşıma kadar rezil bir hayat sürdüm.Şu an memurum.Evim işim düzenli bir gelirim var.Kendimi oyun tasarımı işine verdim.Bir arsam var ilerde gerektiğinde kendi stüdyomu kuracağım meraklıları çevreme toplayıp piyasaya iş yapacağım.
Bu ülkede şu para yüzünden şu karın tokluğu kelimesi yüzünden ucuza iş yapanlar var.1000 tane tasarım harikası kartvizit 4tl bizim burada.Halk eğitimde autocad öğrenen birisi matbaalarda pc başında mühendislerin mimari çıktılarını makineye gönderiyor aylık 400tl alıyor.
Animasyon,3d üzerine eğitim veren fakülteler kurulmalı.Kütahya ve hacettepe ile sınırlandırılmamalı.Diğerleri var ama 1 dönemi 40 milyar.
Ben "gelecek bilişimde asıl iş oyun tasarımında diyenlerdenim"
Adobe facebook oyunları için flasha yükleniyor.Dünyadaki oyun firmalarının contacts kısmını açın sizin uğraştığınız programları onlarda kullanıyor.
"gereken bilgi beceri ingilizce ve bir pasaport"

ben bakanlığa yazacağım halk eğitim merkezlerinde de 3dsmax,maya,unity vb. kurslar açılsın eğitimenler aransın bulunsun herkes ucuza kursa gitsin öğrensin.Arkası gelir...Ben ümitliyim.Yıllar evvel bilge adam 7 milyar istedi ben 10liralık kitapla öğrenmek için günlük 6 saat sandalyeden kalkmıyordum.şu özel kurslar ucuzlatılsın.

kendimizi aşağılamayı ne çok seviyoruz, nanoteknolojide kullanılan elektron mikroskobu parçalarının en kalitelilerinin Hacettepe üniversitesinde görevli bir fizikçi ve Ankara hergele meydanındaki bir torna atölyesi tarafından yapıldığını ve dünyanın tüm üniversitelerinden sipariş aldıklarını, aynı şekilde Bilkent üniversitesi teknokent içerisinde dünyanın sayılı nanoteknoloji labaraturından birinin olduğunu yerli ve yabancı pek çok öğrencinin eğitim için sırada olduğunu biliyor muydunuz.
Türkiye`de yapılamıyacak hiç bir şey yok yeter ki önünüze bürokratik engeller konulmasın destek sağlansın.

not: bunların hiç biri son 10 yılda da yapılmadı. o değil bu bilgiler biraz eski (5-6 yıllık) belki adamlar kovulmaktan beter edilmiştir, bir araştırmak lazım. hafta sonu hergele meydanına bir gideyim bakalım değişen birşey olmuş mu.

İsmail hacım ben uzun zamandır (1994 yılından beri) Türkiye`de çalışıyorum henüz 3 ay tatil yapmadım. en fazla yılda 14 gün iznim oldu onunda 1 haftasını kesintisiz kullanabildim. hangi sektör merak ettim.

Erkan usta , sende benden iyi biliyorsun ki , yaz tatili kac ay? o siralari pek verimsiz oluyor ekonomi, turistik yerler haric :)

Ramazan bayrami 10 gün, Kurban bayrami da onun gibi. Belki tek bir kisi bir anda 2 ay tatil yapmiyor ama genel olarak bakilirsa cok fazla tatil günleri var, yilin 1/4 gibi bir zaman dilimi yani.

Bunun gibi tatil günleri hic bir ülkede yok, yani benim bildigim.

Birde 40-45 yaslarinda emekli olup, ekonomiye, is hayatina dogru düzgün katkisi olmayan cok insanlarmiz var. Ohh emekli oldum diyorlar, belki ufak tefek ek isler yapiyorlar (kacak isler tabiki) .
Gelismis ülkelerde adamlar 15 yasinda meslek egitimine basliyor, Üniversiteye gidiyorlar ve pratik egitim almislar , Üniversitede bunu teori egitim ile pekistiriyorlar.
Bunlar ben Türkiye`yi kötülemek icin demiyorum, ama analiz edince böyle bir tablo önümüze cikiyor.

Bir cogumuz aman 40-50 yasina kadar kim calisacak diyoruz, ama Amerika, Almanya, Japonya gibi ülkelerde böyle düsünmüyorlar. 60-70 yasina kadar calisayim diyorlar, calismayinca yapacak zaman gecirecek birseyler bulamiyorlar belkide :)
Bizler gibi cay keyfimis, gezelim tozalim, her aksam keyf yapalim demiyorlar.
Yillik izinleri iyi degerlendirip, yilda iki kere tatil yapiyorlar, ve tatilden sonra hemen yine ise atiliyorlar. bu böyle yillarca devam eder.

Temelden bir yanlis yapiliyor bence.

Biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki mimarlar-mühendisler vs.. odalar geleceğin mühendisleri 14-15 yaşında yetişmesin meslek liseleri üniversite okumayıp ara eleman olarak yetişsin, buna karşın 20 yaşında sonra insanları mühendis yapalım onlarda bu ülkeyi kurtarsın diye ellerinden gelen her şeyi yaptılar... (Çok şükür başaramadılar)

Ağaç yaşken eğilir diye atalarımız çok güzel bir söz söylemiş

Arkadaşlar sorun biz Türk halkında değil!!!

Sorun sistem, sorun çıkar anlaşmaları-ilişkileri

Sorun bir kaç kodaman daha fazla para kazanacak diye binlerce insanımızın mağdur bırakılması

Ülkemizin üzerinde ki karanlık elleri kesip atmadıkça, ne zaman bu ülkenin güzel insanları ülke yararına bir şey yapacak olsa, tam o sırada kendini (Dindar-Atatürkçü-Milliyetçi) gibi terimlerde insanları gözünü boyayıp bu ülkeye en büyük zararları vermeye devam edecekler...

bravo metin çok güzel özetlemişsin. hakikaten öyle.

Yorumlar bana yaşanan bir olayı anımsattı, hikayedeki koyun bir rivayete göre inek ama çok da önemli değil tabi ne olduğu.




"Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli

Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir koyun alır.

Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bekaş-ı Veli`nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas-ı Veli`ye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli:

- “ Helal değildir” diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana`ya anlatır .Mevlana ise ; bu hediyeyi kabul eder.

Adam ayni şeyi Hacı Bektaş-ı Veli`ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana`ya bunun sebebini sorar.

Mevlana söyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı`na gider ve Hacı Bektaş-ı Veli`ye, Mevlana`nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli`ye sorar.

Hacı Bektaş da söyle der:
-Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana`nın gönlü okyanus gibidir.
Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez.Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."

kıssadan hisse kısmı unutlmuş bu yazıda ?