Genel Konular : Gelişen Dünya ve Yerinde Sayan Produksiyon Anlayışı
GELİŞEN DÜNYA ve YERİNDE SAYAN PRODÜKSİYON ANLAYIŞI
2015 de, tescili tarafımıza ait INCO filminin teaser ve tanıtım proje dosyasını hazırladığımızda, Avrupa ajansımızın yetkilisi, bize, "Bu kalitede bir film Türkiye`de oynatılmaz. Türk yapım sektörü buna alışkın değil. İşi Avrupa medya endüstrisine taşımak daha doğru olur" demişti. Söylemlerinde kısmen haklılık payı bulsam da, Türkiye medya sinema ve görsel-seri yayın anlayışının sınıf değiştirmek üzere olduğunu ve bu tür yapımların, bu değişimde koridor açabileceğini söylemiştim. Bu sözlerimden sonra "eh görürüz" der gibi gülümsemişti.
Bu süreçten sonra, proje TV tanıtıma çıkar çıkmaz önce 2 ulusal kanal projeye talip oldu. Ardından, senaryonun revize edilerek "yoğun aşk ve ilişki çıkmazı" gibi argümanların esas alınması, aksiyonların düşürülmesi ve dram esaslı çalışma yapılması talep edildi. Projenin içeriğinin bu olmadığını söylememizin karşısında "Süreç aksiyonları, entrikalar vs çok güzel ama izleyici kadın işi şeyler seviyor" diyerek bu revize talebinde direnme gösterdiler:)
2015 yılı sonlarında, projenin bu haliyle Türkiye`de değerlendirelemeyeceğini anlamış olmamızın karşısında, yurt dışı satışına yeşil ışık yaktık.
Dün akşam, geçmişte bu projemizle ilgilenen televizyoncu bir dostumuzla, yapımında yer aldığımız bir filmin galasında karşılaştım. Uzun uzun sohbet etme imkanı buldum. Projenin akibetini sordu. Katar`lı bir produksiyon teminci firma tarafından Avrupa`ya satılmak üzere ibra verdiğimizi söyledim. Önce üzüldü. Sonra "hayırlısı olsun" dedi ve ardından şunları söyledi:
"Biz projeyi çok benimsedik ve sevdik ama Türk televizyon yapımlarında temel bir standart var. Dram-diyalog ağırlıklı, konsepti çok geniş olmayan, yoğun lokasyon barındırmayan işleri tercih ediyoruz. Bu isteyerek yaptığımız bir şey değil ama sektör, yüksek vfx`li ve yeni soluk getirecek işlere mesafeli. Bunu nedense aşamıyoruz."
Bu sözleri bizim anlayacağımız dile çevirecek olursam, şunları söylemiş oldu;
Tercümesi:
"Kardeşim, biz bilindik konularla, sıradan şeyleri ve vasat görselleri işlemekten memnunuz. Yeni işler riskli biz riski sevmiyoruz, böyle en azından çıta düşük olsa da, izleyici standardı belli. Hem biz Hollywood muyuz ki. Boşver çay iç çay :)))"
Dün taş üstünde taş kalmamış, yıkılmış Kore, bugün sineması, sanatı ve sanayisiyle dünyaya meydan okuyor...
Bulgaristan`da, bugün Hollywood filmlerinin platoları var.
Pakistan`da bugün en iyi VFX stüdyoları var...
Ukrayna`da bugün dünyanın en güzel savaş filmlerinin VFX sahneleri yapılıyor...
Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim...
Şimdi biz kendi prodüksiyon işlerimizi yurt dışına sattığımızda, sektörü tanımayan, bilmeyen bazı dostlarımız bize gönül koyuyor. "Neden Türkiye değil?" diye...
İşte bu yüzden aziz dostum;
Dünya gelişiyor, produksiyon çağ atlıyor ama yerel yapımlar yerinde sayıyor. Biz ise içeriksiz ucuz produksiyonlar üretmek istemiyoruz.
İşte bu yüzden..
Sevgi ve selamla.
(Yasal bilgilendirme: Yazılı metin/makale, kişisel görüşlerimi içermekte olup, metinle ilgili, yayıncı internet sitesinin ve/veya üçüncü kişi yada tüzel kişilerin sorumluluğu yoktur)
Mehmet ÇETİN
- Offline
Mailinizin içeriğini anımsamıyorum ancak;
Çokça başvuru ve proje teklif mail geliyor. Ne var ki; elimizdekileri tamamlanmadan başka projelere giremiyoruz. Hali hazırda bekleyen, bekletilen işlerimiz var ve zaman içinde hayata geçmesi gerekiyor.
personel işleriyle ilgili talep maillerinde ise, ihtiyaca göre tanzim yapılıyor.
Teşekkürler ilgine.
- Offline
İnanınız; bütün girişimcilerle yürümeyi, önlerini açmayı, imkan tanımayı can-ı gönülden istiyorum. Ancak bizler bir tür aracı-üretici kurumuz. Yani, yayıncı kurumun taleplerine göre proje üretebiliyoruz. Dünyanın en iyi projesini de alsanız, yayıncı mecra bulamadığınızda köreliyor. Kendi projelerimizde yeni yeni aşabildiğimiz bu süreç, harici projelerde daha sıkıntılı...
Yukarıda bahsettiğim sektörel sorunlarda bunu işaret etmek istedim.
Kolaylıklar ve esenlikler dilerim.
- Offline
Çok hak veriyorum. Recep İvedik gibi bir film bizim ülkede Hobbit gibi bir filme gişede fark atabiliyor. Ülke insanını anlamak garip hakketen. Neden böyle acaba. Bir iki ekipmanla benim de yapabileceğim film nasıl oluyorda milyon dolarlık bütçeli bir filmi geride bırakabiliyor.... Bir de duygusal ağırlıklı, devamlı başa saran, sürekli aynı konuları işleyen filmler ve dizilerden de iyice gına geldi. Ama bunlar bile hala revaçta. Hiç anlayamıyorum.
- Offline
- Erkek
Kaliteli alternatifler olmadığında, eldekilerin içinde sana en yakın olana kapılırsın mecburen...
Özel tv kanalların olmadığı dönemi düşün... Tek bir kanal içindeki döngülerden en beğendiğini benimsersin. Bunu kendi tercihinmiş gibi düşünürsün ancak, belli sınırlar içinde tercih mekanizması çalışır. Sen o sınırdan seçim yaparsın. Mesele bu sanıyorum.
- Offline