Genel Konular : Şantiye mi yoksa ofis mi?

Merhabalar, temmuz ayında sahaya çıkmaya hazır bir içmimar olacağım, İstanbul`da çalışmayı hedefliyorum. Başlıkta da belirttiğim gibi bu iki seçenek arasında kalmış bulunmaktayım. İş tabii ki de benim ne istediğimde bitiyor lakin her iki durumda da başıma gener geleceğini tam idrak etmek istiyorum.

Mesela şantiyede görevli olan bir mimar/içmimar`ın günlük temposu nasıldır? İşe giriş çıkış saatleri ne derecede oynama yapar? Zorlukları, kolaylıkları nelerdir. Ofiste çalışana oranla maaşı daha mı yüksektir? Beş altı yıllık bir şantiye deneyiminden sonra kişi hangi kademelere kadar çıkabilir, ortalama ne kadar kazanır? Her günün sonunda yorgunluktan bayılır mı?

Ofis söz konusu olduğunda ise başlangıçta hiçbir sıkıntı çekmeyeceğimi düşünüyorum. Şimdiden mimari render alanında izmir piyasasına iş yapıyorum. Aranan çoğu 3d-2d programı iyi derecede kullanıyor, bilemediklerimi ise kısa bir sürede kavrıyorum. Ancak şantiye konusunda neredeyse hiç deneyimim yok. Ofise adapte olmam daha kolay gözükmekte ancak işin şantiye kısmı da gerekli gibi duruyor.

Sorularım bunlar, tavsiyelerinizi, deneyimlerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Uğraşıp da cevaplayanlara şimdiden teşekkürler.

Rahmetli ustam vardı bir işi yapmasan bile fikir sahibi ol derdi hep seninki de o hesap elbette şantiye sana daha çok deneyim katar işi kağıt üzerinde değil direkt uygulamasını görürsün tasarımlarını ona göre yaparsın ayrıca para değil 2, plan ta en son plana kalması lazım sen kendini yeterince geliştirirsen o zaten gelir , diye düşünüyorum.

Can Bey şantiye ve ofis çalışmaları sonuçta bir mesleğin değişik kolları. Hangi alanda çalışacağınıza siz karar verirsiniz. Benim iki alanda da kısaca deneyimim oldu.
Şantiye her zaman yorucudur.Eğer ciddi bir sorumluluk alırsanız 7-24 telefonunuz susmaz. Hep faaliyette olursunuz. Gecenin 2`sinde beton döken şantiye şefi arkadaşımı ziyaret etmiştim.:) Kazanç olarak çok daha iyi maaşlar alırsınız. 5-6 yıllık tecrübeli şantiye şefi arkadaşlarımın net maaşları yerine göre 5000 tl yi geçiyor. Bu tecrübe 10 yılın üstüne çıkıp daha büyük sorumluluklar alınca(şantiye şefliği ya da proje müdürlüğü gibi) rahatlıkla 8000-10000 net maaşlar konuşulur. Tabi buradan yanlış sonuçlar çıkmasın. Size kimse durduk yerden o maaşları vermez. Bir şantiye ekibinde 40-50 kişi çalışıp 2 yıllık süreçte o şantiyede 30 milyon tl harcanıyorsa bunun sorumluluğunu çekecek insanlara ihtiyaç duyulur. Bu insanlarda firma sahibi-firma genel müdürü-sonrasında proje müdürü şantiye şefi oluyor. Yani siz o 50 adamdan sorumlu oluyorsunuz kısacası.
Ofis konusuna gelince ülkemizde şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki projecilik konusunda insanlar büyük kazançlar elde edemiyor(Eğer maaşlı çalışansa hiç edemiyor). Bunun temel nedeni bizim ülkemizde bilginin kıymetli olmaması. Gene 5 yıl tecrübe elde edip bir ofiste şef olarak bir ekibin başına geçseniz hatırı sayılır maaşlar alabilirsiniz ama şantiyelerdeki kadar kazanç elde edemezsiniz. Çünkü insanların aklında yaptığınız işin çok kıymeti olmuyor. Akıllarında sadece internetten haber okuyan bilgisayarda 2 tuşa basıp projeyi modeli yapan birisi kalıyor. (insanların algısı böyle malesef:( )
Bence çalışmadan tahmin yürütmek yerine önce deneyin. Hepsini deneyip ona göre hareket etmek en güzeli. Ama en azından iyi bir şantiyede birkaç yıl tecrübe size çok şey katar.

sevgili can 14 yıllık mimar olarak yazıyorum eger santiye tozunu yutmadan o koltuğa oturursan boşa oturmuş olursun

canceylaner...

İşin mutfağı her zaman uygulamasıdır. Bu her yerde her alanda her zamanda böyledir..

Kılıç kullanmasını bilmeyen Kılıç ustası olabilir mi?

Bıçak kullanmasını bilmeyen yemek yapabilir mi?

Torna tezgahı kullanmayı bilmeyen kalıpçı olabilir mi?

Neşter tutmasını bilmeyen doktor doktor olabilir mi?

Makina nın M sinden anlamadan Makina mühendisi olabilirmisin ?

Evine eşine ailene karşı sorumluluklarını yerine getiremez ve aciz duruma düşürsen adam olabilirmisin ?


Bu saydıklarımın hepsini yapmadan olabilirsin..

Amma

ÖRNEK;

Çok eskiden bir adamın, haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış. Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda; ``Oğlum sen adam olamazsın!`` dermiş.

Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında çıkan bir tartışmadan sonra, bizim haylaz oğlan babasına saygısızlık yapmış. Ve almış başını İstanbul`a gitmiş. Çalışıp, çabalamış. Çeşitli okulları bitirip, bir sürü imtihana girmiş. Sonunda kendi şehrine vali olmuş.

Daha koltuğuna oturur oturmaz; ``Gidin, filan köyde şu isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin.`` diye emir vermiş.

Valinin adamları gidip, söylenen köydeki ihtiyar Ahmet efendiyi bulmuşlar. ``Seni Vali huzuruna çağırıyor.`` diyerek, adamı apar topar valinin karşısına çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanıp sigarasını tüttüren vali, yani bizim haylaz oğlan sormuş;

- ``Ben kimim? Beni tanıdın mı?``

Yaşlı adam büyük bir korku içinde imiş. Oğlunu tanıyamamış.

- ``Siz vali efendimizsiniz.`` demiş.

Vali, intikamını almış olmanın gururu içinde,

- ``Ben senin oğlunum!`` demiş. ``Hani sen bana iki sözünün birinde, adam olamazsın, derdin. Bak işte adam oldum, hatta vali bile oldum.``

Adamcağız meseleyi hemen anlamış;

- ``Beni ayağına bunu söylemek için mi çağırdın? Ben sana vali olamazsın değil, adam olamazsın demiştim. Yaşlı insanları ayağına çağırmakla ve onların yanında saygısızca sigara içmekle, insanları küçük görmekle adam olamayacağını gösterdin.``


Adam olmuşsun ama adam olamamışsın gibi bir sonuca çıkar...

Adın İç Mimar amma Sadece diplomada olmamamak için Mutağa gireceksin,, elini yakmadan çıkmayacaksın..


Bence basit bir karar aşaması bu

Sevgili can aydın beyin belirttigi gibi santiye tozunu yutmayan gercek mimar olamaz kagittan mimar olunmuyor maalesef

``santiye tozunu yutmayan gercek mimar olamaz ``

doğru bilgi değil.hatta tamamen yanlış bir bilgi.

bakınız tadao ando. dünyaca ünlü şantiye tozu yutmamıs mimar.

gerçek mimarlık şantiyede gezmekmi tasarım yapmakmı önce kavramları karıştırmadan yorum yapalım..

saygılar.

Herhangi bir konuya da ters orantı girmeden yaklaşsan varya.. Kurban kesicem:D 3ddesigner...

Hiç güleceğim yoktu Serkan çok yaşa emi :D

İzzet ipekli sırf senin içinde kesecem güldüğün için :)))