Çöp kamyonu kanunu

alıntıdır...


Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol
alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi
şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim
farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya
ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el
salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı.

Sordum: ´Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de
hastaneye gönderecekti. ´ Taksi şoförü bana, simdi ´Çöp Kamyonu Kanunu´
dediğim şeyi öğretti.

Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp
dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular.
Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin
üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi
şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin.
Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara
dağıtmayın.

İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini
mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları
pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla ´size iyi davranan
insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.´

Hayat %10 onunla ne yaptığınız, %90 onu nasıl alıp karşıladığınızdır.
Sevgiyle kalın,

Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez...

--------

Kişisel almayın... ne güzel demiş.

kararlı duyumsamazlık...

şöför çöpünü nereye boşaltmış :)

şaka biyana herkes bukadar duyarlı değil, çoğu zaman bende öyle malesef, stresin önüne geçemiyoruz, sıksık çöp boşaltımı yapmak gerekiyor :D

bu yazı aslen "çöp boşaltıyoruz,yapmıyalım" diye değil (hepimiz bazen , kimimiz sık yapıyoruzdur). heryere çöp atanlara karşı nasıl davranmak gerektiğini özetliyor bence.

Çöp atan olmamak kadar önemli bence çöp atana uymamak . Onlardan gereksiz yere aldığınız yükün hırsını ailenizden ,sevdiklerinizden işinizden hayatınızdan çıkarmamak adına.

Aslında insan aldığı herneyse birşekilde geri vermek üzere yaratıldığından(bence), aldığınız çöpü sahibine iade edip yükten kurtulamadığınız sürece o çöp illaki evinize girer. Bunun önlemenin bir yolu olduğunu sanmıyorum. İnsan devamlı olarak yutkunmaya çalışarak belli bir süre idare edebilir. Fakat yuttuğu hava illaki bir taraftan çıkacaktır...

Asıl felsefe, belli bir erdeme ulaşmaya çalışmaktır(bence). İnsanın erdem seviyesi ne kadar yüksekse diğer insanların çöplerini o derece aldığı gibi imha edebilir. Erdemsiz kimse bunu yapamaz, yalnızca boşaltır. Bence kalıpları olduğu gibi almak yerine, kendi doğru, insancıl yaşam felsefemizi oluşturmaya çalışmak daha doğru bir davranış olur.

Fakat bunu insanların koyunlaştırıldığı ve kana alıştırıldığı kurtlar vadisi Türkiye´ sinde nasıl yaparsınız onun için bir fikrim yok.

zaten havayı alıp yutuyorsanız bu yazının anlatmak istediğini değil , "tokat atana öbür yanağını çevir"i yapıyorsunuzdur. burda kastedilen de sizin de belirttiğiniz "erdem"dir bence.kelimesi kelimesine bulursm burda belirteceğim ,Persepolis ´te büyükannenin ülke dışına göndermek zorunda olduğu torununa verdiği öğüt vardı uğurlarken, diyordu ki :"Her zaman işine yarayacak bir tavsiye vereceğim.Hayatında bir sürü serseri ile tanışacaksın.Unutma, onları kötü olmaya iten şey aptallıklardır.Bunu bilmek yaptıkları kötülüklere cevap vermeni engeller.Çünkü intikamdan ve sertlikten daha kötü bir şey yoktur.Saygınlığını hep koru ve kendine karşı dürüst ol."

İnsanların koyunlaşıyor olması erdemli olmayı zorlaştırabilir(benzer türlerle daha çok karşılaşmak şeklinde).ama engel değil.

Bu tür yazıları zaten kural veya prensip yapmak yerine kişisel stratejinize bir eleştiri olarak görmeniz, belki de bir miktarını kendinize katmanız daha uygun olur.

Şahsen bana para verseler gülümseyerek el sallayamam karşımda bağırıp çağırana, hatalıysam da bağırıp çağırmam karşıdakine. Başka bir senaryo: karşımdaki hatalıysa, ben bağırırken de pişkin pişkin sırıtıp el sallıyorsa, bu sefer kalkıp döverim ne yazık ki.

Bir de karşısında sinirli biri varken onu kikirdek bir mizaçla daha da sinir edip yoluna hiç bişey olmamış gibi devam etmek bana daha art niyetli ve acımasızca geldi.

Tamam kes devam et dersin elinin tersiyle bi işaret yaparsın neresini yırtıyorsa yoluna giderken devam eder bunu yapmaya, sen de vaktinden olmamış olursun.

Sosyal yaşamın da belli kalıpları var. Birisi karşında gülüyorken "kes lan yeter çok güldün" demek ne kadar absürdse, karşındaki bağırıp çağırırken hihihi diyip el sallamak da bir o kadar absürd diye düşünüyorum ben.

Ordaki gülümseme bence sinir bozucu bir gülümseme değildir. Yani "Haklısın arkadaşım kusura bakma" gülümsemesidir. Yoksa Canan`ın vermek istediği mesaja ters düşüyor zaten. Amaç karşıkine pozitiv enerji vermek ve kendi enerjini kaybetmemek. Aksi durumda alay ediyormuş gibi olur ve bu gerçekten sinir bozucu. O zaman Cem`le beraber bende ringe çıkabilirim :)

konu karşıdaki ile alay etmek olsa , konunun ardından erdemli olabilmeye dair yorumlar yapmazdım =) yazıda amaç dellenen biriyle alay etmek değil ,orda yoluna gitmek var. Bilal çok güzel açıklamışsın ,teşekkürler...

ha bu arada, bağırana alay etmek için kikirdemişliğim de mevcuttur.delirtmek istiyorsanız ve duruma rağmen can güvenliği sorununuz yoksa çok işe yarar, bunu da bilirim.ama söylediğimiz gibi, yazdığım konunun amacı o değil , ifadesi de alay etmek değil.